Okyanus'a Cevaplar...



Davet edildiği bir yere icabet etmek sünnettir. Bir yere misafir olarak davet edildiğiniz zaman (özel bir işiniz ve bir mani yoksa) mutlaka gidilmelidir. Misafir ağırlamanın izzet-i ikram etmenin büyük bir lütfu vardır.Hele ki söz verdiğiniz halde bir yere gidememek hem sizi hem de davet edeni rahatsız eder. 'Kusura bakma gelemiyorum falan yerde işim çıktı' demek kırılan bir kalbi telafi etmeye yetmez. Kırılan bir kalp sevenin kalbi ise üstelik. Hangi şiiri hangi şarkıyı ona ithaf etseniz de özür dileseniz de kar etmez. Çağrılan bir yere gidilmediği sürece bunların hiç bir anlamı ve kıymeti olmaz. 
Artık eskisi gibi değil ki bir yerden bir yere gitmek günler almıyor ki. Sanki Okyanus iki şehrin arası bu gidememek niye.Dünya işlerinden vakit bulamayıp bir sılayı rahim yapmak bir sevgilinin yanına gidip bir hal hatır sormak birlikte birkaç saat zaman geçirmek neden bu kadar zor geliyor. Hele ki size aşık olan birisine karşı davet edilen bir yere gidememek 'bekledim de gelmedin sevdiğimi bilmedin' gibi bir sitemi hak etmiyor mu?

Sevilenler ve sevenler bir araya geldiği sürece aşkın, sevdanın bir kıymeti vardır. Birlikte olmak güzeldir. Ayrılık zor gelse de arada "uçurumlar" ve "okyanuslar" da olsa iki gönlün bir araya gelmesi gerekir.

Cemal Süreyya'nın dediği gibi' Okyanusta boğulmaz da insan gider bir kaşık sevdada boğulur'.
Okyanus şarkısı bir platonik aşka yazılmış bir sitem şiiridir.(Şiir : Nadide Gürpınar)

İlkbahara bekle beni demiştin
Hiç mi orda kış baharı bulmuyor
Düşlerin mi yoksa sen mi değiştin
Ayrılıktan aşka sıra gelmiyor

Okyanus mu İki şehrin arası
Kaç saatlik yol ki şunun şurası
O verdiğin ümitlerin süresi
Her nedense bitmek nedir bilmiyor

Gün kavuştu ikindiye vakit dar
Bir öpüşten dokunuştan ne çıkar
Güzelliğin aşkın kadar aşikar
Mazeretin bu gerçeği silmiyor

söz verip 'kalbine borçlu olup ümit beslettiğin sevgilerin' davetine icabet etmediğin ve imkansız bir aşkın peşinden koştuğun o sevgilinin yanına gelmediğini anlayınca yapılan sitemin haklılığı bir kere daha ortaya çıkıyor.

Okyanus şiiri şarkı olunca haliyle bu şarkıya bir cevap yazmak ‘boyun borcu’olmuştur. Şarkıda sitem edilen kişinin bir şair olduğunu göze alırsak o şairin Okyanus’a atıf yaparak bir şiir kaleme alması beklenebilirdi. Gerek mi görülmemiştir yoksa el mi değilmemiştir
bilinmez ama biz yine de "o şairin" şu sözlerine kulak verelim.:

Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa 
Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun 
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa 

Şeklinde bir cevabı yıllar öncesinden vermiş olabilir.  Ya da bir cevap daha olabilir

Seninle buluşmamız ne kadar güç olsa da, 
Senden sadece beni sevmeni istiyorum. 
Beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da 
Senden sadece beni sevmeni istiyorum. 

Çağırsam bile gelme,yorulma ne olursun, 
Sen üzülme,incinme,kırılma ne olursun, 
Beni yanlış anlam,darılma ne olursun, 
Senden sadece beni sevmeni istiyorum. 


Kendine aşık olunan şair Nadide hanımın davetine icabet etseydi 

"Yağmur yaş demeden yollara düştüm/İçim ürperiyor Ya evde yoksan!
diye yine yazar mıydı? Kimbilir!

Davet edilen insana sitemler bitmiyor. ve en sonunda "Sen orada ben burada / hiç mi için sızlamıyor"diyor şair ve aşık olunan kişinin vicdanına bir kere daha sesleniyor. Sitem üstüne sitem edilen o kişi bakalım davete icabet edecek mi ya da bu şiire bir 'cevap' verebilecek mi.?

Musikimizin doğasında olan bütün duygular  Talat Er’in bestelerinde kendini ortaya çıkarıverir. Okyanustan sonra bestelediği tüm şarkılar Okyanus’a bir cevap niteliği taşır. Ama yine de en güzel cevabı kendisinin güfte ve bestesiyle yaptığı  “Uçurumlar” adlı eseri olduğu gerçeğidir. 

Kavuşmamız yazmasa da kader de 
Belki felek insaf eder bir yerde 
Çare bulup sevda denen bu derde
Sana gelmek şu boynumun borcudur 

Aramızda Uçurumlar olsa da
Gündüzüme karanlık dolsa da
Çaresizlik tüm yolları tutsa da 
Sana gelmek şu boynumun borcudur. 

Aşkım sana masal gibi gelse de
Kalbin beni vefası yok bilse de 
Bu ayrılık ömür boyu sürse de
Senin olmak şu boynumun borcudur. 

Bu aşka bir virgül koyma görevi Talat Er'e düşmüş olsa da  aslında Nadide hanımın sözlerini yazmış olduğu Hiç mi İçin Sızlamıyor sözleriyle bestelenen yeni bir eser aslında son bir noktayı koymuştur. Bu iki besteyle birlikte Okyanus şarkısına cevap niteliğinde iki eser musikimize kazandırılmıştır. Ben inanıyorum ki daha nice eserler Okyanus'a cevap niteliğinde olup musikimize kazandırılacaktır.

Anlaşılan o ki ; Talat beyin yakasını Okyanusa olan cevaplar bırakmayacak gibi. Ne dersiniz?

NOT: Bu yazı Sayın Talat Er'in izni doğrultusunda paylaşılmıştır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evleri Yüksek Kurdular...

Gerede'de Sabah Çorbası

İşte Benim Zeki Müren