Evleri Yüksek Kurdular...

Gülten Akın'ın şiirine bir bakalım :

Evleri yüksek kurdular,
Önlerinde uzun balkon;
Sular aşağıda kaldı,
Aşağıda kaldı ağaçlar
Evleri yüksek kurdular.
On Bin basamak merdiven;
Bakışlar uzakta kaldı,
Uzakta kaldı dostluklar.
Evleri yüksek kurdular,
Cama,betona boğdular.
Usumuzdaydı unuttuk;
Topraktan uzakta kaldı,
Toprağa bağlı olanlar.

Hayatım boyunca 1.nci kat ile 5.ncii kat arasında geçen bir yerleşik düzenim vardı. Üniversitede öğrenciyken ilk evimiz 1.nci katta daha sonraki evimiz 5.nci katta idi. Gerede'de 4.ncü katta Bolu'da 2.nci katta oturduk. Hep bu daireler arasında orta katlarda geçip gitti ömrüm.. 

İstanbul'da iş bulunca buraya yerleşme fikrinde kalacak yer sıkıntısı doğduğunda ev bakıyorum baktığım evler normal katlardan bayağı bir yüksek katlı evlerden oluşuyor.İşte X İnşaat güvencesiyle Residence daireler kiralar şu kadar TL gibi ilanlara baktım .Normal düzeydeki evlerin hepsi eski ve salaş olduğundan dolayı o evlerin sorunlu olduğunu bildiğimden uzak kaldım. Sonra ev ararken babamın bir arkadaşı vesilesiyle Beylikdüzü Esenyurt tarafında 2 bloklu bir residence binanın 16.ncı katında bir ev bulunmuştu. En üst kat teras olması vesilesiyle tamamdır dedim. Güzel bir bina. Lakin içinde yaşarken iyi olduğunu pek düşünemedim. 

Camdan aşağıya bakıyorum gözlerim kararıyor pervaza elimi dayıyorum her an düşecekmişim gibi izlenimim oluyor. benim oturduğum daire 2 blok arasının en dip dairesi 1-1 şeklinde düzenlenmiş.  Tabiri caizze kutu gibi bir bekar evi.herkesin camı perdesi açık herkes aleni bir şekilde yaşıyor. benim karşı komşumda öyle ben de öyleyim . :) ben rahatsız oluyorum onlar rahat davranıyorlar. genişlik böyle bir şey. Ev Halleri herkesin farklı..Neyse...

En üst katta teras var. Teras sağ çaprazdan denizi görüyor. Hafif Adalar manzarası var. Haramidere'den Beylikdüzü'ne baktığınızda İnnovia evleri sağ tarafta çok büyük bir kalenin surlarıymış gibi sizi karşılıyor. 4 etaptan oluşan gri donuk renkli binalardan oluşan bir gökdelenler dizisi.  Terastan aşağıya bakıyorum insanlar karınca kadar küçük görünüyor lakin manzara şahane ..Solumda Bahçeşehir sağımda Deniz manzarası..Manzaraya karşı kahve keyfi muhteşem. Açık havada kahvaltı harika.. 

Metropol yaşam tarzında insanlar komşuculuk ilişkilerini pek sevmezler.Oturduğum 2 blokta irili ufaklı 800 daire olduğunu var sayarsak burada bir şehir yaşıyor. Toplam 5000 ile 10000 arası bir insan topluluğu 2 blokta yaşamlarını sürdürüyor.  En üst katta oturduğumdan asansör ile aşağıya inip çıkıyorum. Orada bile insanlar merhaba ,Hayırlı Akşamlar ,İyi günler kelimelerini zoraki söyler olmuşlar. Komşuculuk ilişkileri zaten yok.Bir kere asansörde gördüğümü bir kere daha görmedim ne yazık ki. Çünkü herkes kendi halinde. Yoğun iş temposundan yorgun argın eve dönen insanlarda akşam saatlerinde enerji aramak imkansız. 

En alt katta Sosyal Tesisler adı altında yüzme havuzu fitness centre hamam sauna vs. yapmışlar. Lakin buralarda da insan ilişkileri pek yok ara sıra konuşuyorlar.Kolay Gelsin sıhhatler Olsun gibi kelimeler burada söyleniyor İnsanlar artık ilişki kurmakta zorlanıyorlar ki merhaba demeye mecalleri yok.  
Böyle yerlerde komşuluk ilişkisi kurmak dilini bilmediğin bir insanla iletişim kurmaktan daha zor. Aynı dili konuşuyoruz lakin birbirimizden kopuk bir millet olduk maalesef ki . 

2 binada insandan çok hayvan var. Evlerde kedi köpek vs. besliyorlar. Güzel bir şey beslesinler. Havyan sevgisi tabi ki lazım .her şey karşılıklı. 1,5 -2 ay evvel ufak bir sarsıntı yaşadık.Koridora çıktım. İnsandan çok hayvan vardı. 3 dairede köpekler vardı onlar dışarı çıkmış .bense insanlara "Sakin olun geçti "demekten kendimi alamadım. Aşağıya inmek aklıma geldiyse de asansör kullanacağımdan vazgeçtim. En üst kata terasa çıkmak aklıma gelmedi. 

Anadolu'dan İstanbul'a göç eden insanlar kültürlerini böylesine binalarda yaşatmaya çalışsalar da binaların donuk ve soğuk görüntüleri bu insanları bir süre sonra kendi kültürlerine yabancılaştırmaya çalışıyor. Modern evlerde modern zamanlar geçirmeye çalışıyoruz ama olmuyor. İnsanın kapısını çalamadığı komşularının olması çok kötü bir durum. Bir ilaç , ya da bir şey istesen karşılında ücret alacak insanların olduğunu düşündürüyor. İnsaniyet namına hiçbir şey kalmamış maalesef. 

Velhasılı evleri yüksek kurdular biz dünyadan haber alamaz olduk. Uzay boşluğu gibi havalandırma boşlukları, aşağıya bakamaz olan insanlar, düşme korkusu aynı zamanda terasta keyifler, her şey iyiliği ve kötülüğü içinde yaşanıp bitiyor. 

İnsanların evleri gibi yüsek binalarda oturup kültürlerinden uzak kalmadığı ,komşuculuk ilişkilerinin ve samimiyetin kalben yapıldığı güzel binalarda evlerde yaşam sürdürmek dileklerimle.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gerede'de Sabah Çorbası

İşte Benim Zeki Müren