Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Okyanus'a Cevaplar...

Resim
Davet edildiği bir yere icabet etmek sünnettir. Bir yere misafir olarak davet edildiğiniz zaman (özel bir işiniz ve bir mani yoksa) mutlaka gidilmelidir. Misafir ağırlamanın izzet-i ikram etmenin büyük bir lütfu vardır.Hele ki söz verdiğiniz halde bir yere gidememek hem sizi hem de davet edeni rahatsız eder. 'Kusura bakma gelemiyorum falan yerde işim çıktı' demek kırılan bir kalbi telafi etmeye yetmez. Kırılan bir kalp sevenin kalbi ise üstelik. Hangi şiiri hangi şarkıyı ona ithaf etseniz de özür dileseniz de kar etmez. Çağrılan bir yere gidilmediği sürece bunların hiç bir anlamı ve kıymeti olmaz.  Artık eskisi gibi değil ki bir yerden bir yere gitmek günler almıyor ki. Sanki Okyanus iki şehrin arası bu gidememek niye.Dünya işlerinden vakit bulamayıp bir sılayı rahim yapmak bir sevgilinin yanına gidip bir hal hatır sormak birlikte birkaç saat zaman geçirmek neden bu kadar zor geliyor. Hele ki size aşık olan birisine karşı davet edilen bir yere gidememek 'bekledim

İlkokul Öğretmenim ve Kuş Lokumu ...

Resim
Ne zaman kuş lokumu yesem aklıma hep çocukluğum, ilkokuldaki sınıfım ve ilkokul öğretmenim gelir. Çünkü kuş lokumu çocukluğumdan bir tattır. Kuş lokumu bizim için bir ödüldü. Kuş lokumunu bir kasenin/kavanozun içine koyup okuldaki dolabın içine koyardı. Bizi teneffüste yemesin diye de dolabı kilitlerdi. Bizim en büyük motive kaynağımız ve ödülümüz o kuş lokumundan yemek olurdu.  Sınıfta öğretmenimiz Cemil Şengül bize bir soru sorduğunda soruyu( ilk bilene mi yoksa her bilene mi tama hatırlamıyorum) bilene verirdi ve herkesin gözü önünde o başarının tasdiki sınıfta yapılır o lokumu ağzına atan öğrenci arkadaşımızın mutluluğunu biz de görürdük. Bizim için en büyük ödüldü.. Her ne zaman kuş lokumu aklıma gelse ilkokulu okurken , bilemediğim bir matematik problemi ve diğer derslerden parmak kaldırıp bilemediğim bir soru aklıma gelir.  Mahalle okulumuz olan Halil Nom İlköğretim Okulu'nda ilkokulu okudum . Öğretmenimiz Cemil Şengül idi. Bize ilk geldiğinde Elazığ'dan t

Gerede'de Sabah Çorbası

Resim
Sabahın rahmeti ve bereketi bir ayrıdır. Sabah saatleri çok özeldir. hele ki Sabah namazına kalkıp huşu içinde namazını eda edip, Allah(CC)'a af,mağfiret ve rızk dilemek sabahları daha da özel kılan nedenlerdir. Sabah namazı vaktinde gökten melekler iner ve sabah erken kalkanın rızkı bol olur diye bir atasözümüz de vardır . Sabahları uyku mahmurluğunu gidermenin çeşitli yolları vardır. Kimisi için çay, kimisi için kahve , kimisi içinse bir çorba sabah uykusunu alır  ya da kahvaltı için ideal gıdalardır. Bu gıdaların herhangi birini tükettiğinizde bütün gün dinç, enerjik ve işinizde de verimli olursunuz. Sabahları açık olan 2 yer vardır. Bunlar 'Sabahçı Kahvehaneleri' ile 'Çorbacı' lardır. Bu iki mekan sabah namazından çıkışa yani saat 06.00 gibi açık olmak zorundadır. 'Sabah erken kalkanın rızkı bol olur' sözüne binaen bu mekanları işletenler o saatlerde mekanları açmak durumundadırlar.  Sabah çorbası çok önemlidir. Dört mevsimde de ye

Fenerbahçe Yıkılmaz.

Resim
Dile kolay 15 sene. Büyük başarılarla, yapılan icraatlarla, projelerle,şampiyonluklarla, tüm siyasi baskılara rağmen yılmadan yıkılmadan ve her kongrede başkan adayı olarak Fenerbahçe'de istikrarlı bir grafik çizen Efsane başkanımız Aziz Yıldırım. Her Olağan ve Olağanüstü kongrede karşısına kim çıkarsa çıksın deviren ve her kongrede tek lider olarak çıkan Aziz Yıldırım 11.kez Fenerbahçe'ye başkan oldu. 2-3 Kasım tarihlerinde yapılan Olağanüstü Seçimli Genel Kurulda Mehmet Ali Aydınlar 2383 oy, Aziz Yıldırım 6821 oy alarak yeniden başkanlığa seçildi.  Bu seneki Olağanüstü Seçimli Genel Kurul yapılmasının ayrı bir önemi var. Dünkü seçim Fenerbahçe Camiası arasında meydana gelen bir İÇ HESAPLAŞMA idi. Aziz Yıldırım'ı destekleyenler ile Aziz Yıldırım'a muhalif olanlar arasındaki ihtilaflar dün itibariyle çözülmüştür. 3 Temmuz 2011 yılında başlayan 'Şike Operasyonu'nu dün itibariyle bitmiştir. Bu taraftar Aziz Yıldırım'ın başkanlığı ve Yönetim
Resim
Gerede'nin Kahvehane ve Kıraathane Kültürü  Gerede Dergisinin 2013 yılı 18.nci sayısında çıkan yazım. Bu çalışma ilerleyen zamanlarda kitaplaştırılacaktır.   " Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül muhabbet ister kahve bahane."               Sosyal hayatın, kahvehanelerin varlığına etkeni bence bu sözdür.                         1950'li yıllarda kahvehane, elektriğin olmadığı emek gücüyle çok çalışılıp az işlerin yapıldığı, güce dayalı işlerden yorulan esnafın, bir bardak çay molası verdiği yerdir.  Bazen kahveciye  " 2 çay " diye seslenildiğinde, bir bakır tepsi ile gelen çay, alışverişe ayrı bir dostluk kazandırır. Kimi zaman da günün yorgunluğunu atma bahanesiyle ince belli bardaklardaki çayın etrafında nice muhabbetler dillenir.             Kahvehaneler insanların ekonomik ve sosyal durumlarına göre ayrılır. Geçmişte yaşlılar ayrı, gençler ayrı oturur, kimse birbirinin muhabbetine karışmazdı.  Aynı köyden olanlar köylüsünün açtığı

Ben Kimim

Resim
29 Mart 1988 yılında Bolu'nun Gerede ilçesinde doğdum. İlkokulu Halil Nom İlkokulu'nda Öğretmenim Cemil Şengül nezaretinde bitirip ortaokulu okumak için Bolu'ya taşımalı sistem ile Melih Koleji'ne gittim. 2002 yılında ise Gerede Lisesi'ne başladım. 2 lise değiştirip Canip Baysal (Y.D.A) Lisesi'nden meun oldum. İlk sene üniversite kazanamayanlardan biri olarak 2006 da tekrar dersaheneye gidip 2007 de Karamanoğlu Mehmetbey Ünversitesi'ni kazanıp hayatıma Karaman'da ve İşletme öğrencisi bir birey olarak devam ettim. 4 sene su gibi akıp geçti ve her defasında 'Ben bu Karaman'a alışamadım' diyerek zorlaya zorlaya mezun oldum . Mezuniyetimi 14 ders verip de yaptım( Bu durumla övünürüm çünkü Ben 14 plakalı Boluluyum).2011 de mezun olunca Gerede'ye dönüp babamla birlikte Arçelik Yetkili Satıcılığı görevini sürdürmekteyim. 2012 yılında Türk Hava Kurumu Üniversitesi İşletme (Tezli)Yüksek Lisans Programına başladım. Halen de devam etmekteyi

Hoşgeldin Yazısı

Resim
Bismillahirrahmanirrahim ( Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla) Her işe besmele ile başlamak o işe kolaylıklar esenlikler verir. Ben de bloguma Allah'ın adıyla başlamak istedim. Yeni bir blog yazarıyım. Kendi dünyamı yazmak,kendimce fikirlerimi beyan etmek istedim. Sosyal Medyada Facebookta varım. bir de blog açarak birikimlerimi paylaşmak istedim. Yeni bir başlangıç için Kasım ayını seçmiş olmam biraz saçma gibi olsa da aslında Kasımda başlangıç yapmak güzeldir. Eylül, Ekim gibi değildir Kasım. Tam bir kabuğa çekilme vaktidir. Çünkü kış gelmiştir artık. Havalar erken kararmaya başlamış ve gn erken bitmeye başlamıştır. Yeni bir başlangıç için en uygun zamandır asılında. Geride kalan 10 ayın muhasebesini yapıp bundan sonraki 2 ayı daha iyi geçirmeye niyetli olmadır. Yılın bitimine 2 ay kala doğrularıyla yanlışlarıyla eksi ve artılarıyla geride bıraktığımız zamanların değerlendirmesini yapıp yılı iyi bir biçimde bitirme planlaması yapmaktır. Kabuğa çekilişin v