Kayıtlar

Gidenlerin Ardından.

Çocukluğumuz ne zaman biter? Ne yaşamalıyız ki çocuk olduğumuzu unutalım. ? Sevdiğimiz birinin ölümü mü, evliliğimiz mi, askerliğimiz mi  yoksa yaşadığımız bir olay mı, ya da insanlardan yediğimiz bir kazık mı bizleri büyütür ? Hepsi, her yaşadığımız olayda ve tanıştığımız insanlarda çocuk ruhumuzu birazcık atlamış oluruz. Bir davranışta bulunuruz ve insanlar bunun çocukça olduğunu söyler hiç yaşımıza uygun hareket etmemiş ve ' çocuk gibi ' davranmışızdır. İşte böyle bir anlarda hayatımda birtakım insanların hayatımdan çıktığını gördüm. En sevdiklerimiz en mutlu zamanlarımızda yanımızda görmek isteriz ya da en kötü anımızda dertleşebileceğimiz bir sevdiğimizi yanımızda görmek isteriz. Ben kendimce çocukluğumun bittiği anları, ailemden ölenler ve çevremdeki bazı insanların vefatı ile anladım. Bu yazıda bunları dile getirip ve bende anısı olan sevdiklerimi anmak istiyorum. Ben çocukluğumu aşağıdaki anlattığım kişileri kaybettiğimde yitirdim. Bunu şimdi anlıyorum.  Bu yazı

Gerede'de Kar Yürüyüşü

Resim
 Bir pazar günü arkadaşım Patkütlerin Here Oğlan Ali 'yi telefonla aradım. Hal hatırdan sonra abi işin var mı diye bir soru sordum o da bana " evdeyim bu soğukta nereye çıkacağım " diye cevap verdi. Ben de hazırlan Esentepe'ye gidiyoruz kar yürüyüşü yapacağız dedim. Esentepe'den inince Sedef  Pastanesi'ne sahlep içmeye gideriz ısınırız biraz "diye de onun asla reddemeyeceği bir teklif sundum :) biraz mırın kırın etti benim ısrarlarıma daha fazla dayanamayarak sonunda ikna oldu. Esentepe'ye Sabancı Yurdu'nun ordan çıkmaya başladık. Yanımızdan arabalar kaya kaya çıkıyorlar. Bizde kenardan yürüyoruz. Sonra Üst tarafa geldiğimizde Şıhlar Kavağı ayrımından alt yoldan içeri doğru Şıhlar Kavağına yürümeye başladık. Etrafta kimseler yok sessiz ve soğuk bir ortam. İçeriye doğru yürümeye başladığımızda doğa bütün ihtişamıyla bizleri karşıladı. Dizimize kadar olan kara bata çıka yürümeye başladık. Aşağısı Dayıoğlu Deresi üst tarafı Şıhlar Kavağı . Ası

Bu Blogun Açılma Sebebi

Resim
Sosyal  medyanın gücü artık herkes tarafından bilinmekte. Artık insanlar ilişkilerini yediklerini içtiklerini nelerden hoşlanıp hoşlanmadıklarını açık bir şekilde sosyal medya aracılığı ile takipçilerine gösteriyorlar. Sosyal medya yerinde kullanıldığında çok güzel ki ben sosyal medya aracılığı ile bir çok sanatçı ile yakın dostluk ilişkisi kurdum. Kendi hemşerilerime kendi hobilerimle ilgili olarak birçok kişiyle arkadaş dost abi kardeş oldum. Bana çok güzel şeyler kattı hayata dair. 19 yaşımdan beri bir TRT sanatçısının grubundan birçok güzel insanla tanışıp arkadaş olup ve ailece ilişkiler kurmak çok keyifli . Kendimi onlarla bir arada bulunduğum için şanslı sayıyorum. Aynı dili konuşabileceğim(bu benim için Türk Sanat Müziği için) birçok insanla  önce sosyal medyada tanışıp ardından onlarla bir yerlerde bir kahve içip kırk yıl hatır oluşturmak çok keyifli çok güzel anılar. Hala da görüşmelerimiz dostluklarımız devam etmekle. O kadar işi büyyük ki birbirimizin evinde

İşte Benim Zeki Müren

Resim
  Zeki Müren Sergisi İzlenimleri (Zeki Müren'de Bizi Görecek mi ? )   2001 yılı yapımı "Vizontele"  filminde bir Doğu iline gelen TRT ekiplerini karşılamak üzere Belediye önüne halk toplanır ve halka hitaben belediye başkanı "Bugün şehrimiz için tarihi bir gündür. Bugün Ankara'dan gelen çok önemli bir heyet şehrimizde olacak. Son teknoloji icadı olan Vizonteleyi getirecek. Hepimize hayırlı ve uğurlu olsun" diye seslenir. Vizonteleyi anlatır " Sevgili kardeşim radyoda Zeki Müren şarkı söylemiyor mu? İşte onu söylerken hem dinleyip hem göreceksiniz aynı anda" der ve oradan halktan biri "Peki, Zeki Müren'de bizi görecek mi?  diye sorar. Bu replik bu filmin en unutulmaz repliği olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Yapı Kredi Bankası Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında Taksim'de "İşte Benim Zeki Müren" adlı bir sergi açtı. Sergide Zeki Müren'in daha önce yayınlanmamış fotoğrafları el yazıları, mektupları, karalam

Evleri Yüksek Kurdular...

Gülten Akın'ın şiirine bir bakalım : Evleri yüksek kurdular, Önlerinde uzun balkon; Sular aşağıda kaldı, Aşağıda kaldı ağaçlar Evleri yüksek kurdular. On Bin basamak merdiven; Bakışlar uzakta kaldı, Uzakta kaldı dostluklar. Evleri yüksek kurdular, Cama,betona boğdular. Usumuzdaydı unuttuk; Topraktan uzakta kaldı, Toprağa bağlı olanlar. Hayatım boyunca 1.nci kat ile 5.ncii kat arasında geçen bir yerleşik düzenim vardı. Üniversitede öğrenciyken ilk evimiz 1.nci katta daha sonraki evimiz 5.nci katta idi. Gerede'de 4.ncü katta Bolu'da 2.nci katta oturduk. Hep bu daireler arasında orta katlarda geçip gitti ömrüm..  İstanbul'da iş bulunca buraya yerleşme fikrinde kalacak yer sıkıntısı doğduğunda ev bakıyorum baktığım evler normal katlardan bayağı bir yüksek katlı evlerden oluşuyor.İşte X İnşaat güvencesiyle Residence daireler kiralar şu kadar TL gibi ilanlara baktım .Normal düzeydeki evlerin hepsi eski ve salaş olduğundan dolayı o evlerin sorunlu ol

İstanbul İçin İftar Vakti....

Resim
Uzun yıllardır özlemini çektiğim ve her sene Ramazan Ayı'nda 'Bu sene iftara Sultanahmet Meydanı'na gideceğim' diyerek büyük bir arzu ile isteyip bir türlü gidemediğim Sultanahmet Meydanı'nda iftar sevincini yaşadım. Öylesine bir sevinç ki tarifi imkansız. Orada farklı bir ortam var. Sanki 'Dünyanın En Büyük Yeryüzü Sofrası' kurulmuş ve herkes orada toplanmış gibi. On binlerce Müslüman aynı anda ezanı bekliyor aynı anda oruç açıyor. Müthiş bir olay. Allah'ın rahmetine ve bereketine çok büyük bir işarettir. Ramazan Mahya demektir. Mahyasız olmaz. Her sene büyük camilere bu mahyalar çeşitli temalarla asılır. Bu senenin konusu "Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın" idi. Çok çarpıcı bir mesaj. Kimselerin kimsesi olmak gerekir. Kimi kimsesi olmayan oruç açacak ekmek bulamayan insanlara yardımcı olmamız gerekir. Kimsesizlerin kimi olmak aynı zamanda "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir" sözüyle bağdaşır. Bu mübarek günlerin hürmetine ki

Konserden Yansıyanlar.

Resim
Daha önce tasavvuf korosu şefliği yapıp, nazariyat ve şan dersleri vererek konservatuvarda aldığı eğitimi musiki öğrenmek isteyen insanlara aktarmayı sürdürüyordu. Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nda aldığı eğitimi 1.ncilikle bitirmişti. TRT de sanatçı olarak görev yapıyordu. Çok seveni vardı. Her sahneye çıkışı ve inişi olay oluyordu. Acaba O bu hafta ne okuyacakla başlayıp 'Ne güzel okudu be ' lerle biten övgü cümleleri arasında hayatını sürdürüyordu. Bir gün kapısı çalındı ve 'Biz koro kurmak istiyoruz Şefliğini siz yapar mısınız? 'denildi. İlk başta tereddüt etti ve sonra "Evet" dedi. Bu onun ilk şefliği olacaktı heyecanlıydı. İlk derste koristlerle tanışıldı, saz heyeti oluşturuldu seslere bakıldı.Koro için repertuvar oluşturdu. Sosyal Medyadan duyurular yapıldı ki koroya katılmak isteyenler olursa diye. O'nun ismini duyan gelmeye başladı. O ki ilk heyecanıyla ilk şarkıyı kafasında bulmuştu  Yesari Asım Arsoy'un 'Sevda Yaratan G